Kanser | Konular | Kitaplar

Akciğer kanserinde risk faktörleri nelerdir?

Akciğerde kanserin oluşumu tek bir sebebe bağlanmaz. Çeşitli faktörler akciğer kanser oluşumunda rol oynayabilir. Yapılan araştırmalar karsinojen olarak adlandırılan faktörlerin önemine işaret etmektedir. Karsinojenler, DNA’nın hasar görmesinden ve kanserin ortaya çıkmasından doğrudan sorumlu olan maddelerdir. Tütün, asbest, arsenik, gama ve röntgen gibi ışınımlar, güneş ve otomobil egzoz gazlarındaki bileşenler karsinojenlere örnektir. Vücudumuz karsinojenlere maruz kaldığında, vücuttaki diğer moleküllerden elektron çalmaya çalışan serbest radikaller oluşur. Bu serbest radikaller hücreleri hasarlandırır ve hücrelerin normal bir biçimde çalışma ve bölünme yeteneğini etkiler. Araştırmalar, akciğer kanserlerinin yaklaşık %87’si sigara kullanımı ve tütün dumanındaki karsinojenlerin solunması ile ilgili olduğunu göstermektedir. E ve A vitamin eksikliği.

SİGARA İÇMEK; akciğer kanseri için çok önemli bir risk faktörüdür. Tütündeki zararlı maddeler akciğerdeki hücrelere zarar verdiği için zamanla bu zararlı etkiler hücrelerde kansere neden olabilir. Bir sigara içicisinin akciğer kanseri olması; hangi yaşta sigara içmeye başladığı, ne kadar süredir sigara içtiği, bir günde içtiği sigara sayısı, sigarayı ne kadar derin nefesle içine çektiğiyle alakalıdır. Sigara içmeyi bırakmak bir kişinin akciğer kanseri olma riskini büyük ölçüde düşürür.

RADON GAZI; toprak ve kayalarda olan görünmez, renksiz ve kokusuz radyoaktif bir gazdır. Akciğerlerde hasar sebep olarak akciğer kanserine götürebilir. Madende çalışan işçiler radona maruz kalabilirler ve ülkenin bazı yerlerinde radon evlerde bulunabilir. Sigara içiciliği radona maruz kalmaktan dolayı akciğer kanseri gelişme riskini daha da artırır.

ASBEST: Bazı endüstrilerde kullanılan ve fiberlerde bulunan bir mineral grubu olan asbest de kanser oluşturan faktörler arasında yer alır. Asbest fiberleri partiküllere ayrılmaya meyillidir ve havada dolaşıp kıyafetlere yapışır. Bu partiküller solunduğu zaman akciğerlere yerleşirler ve orada akciğer hücrelerini zarara uğratarak kanser gelişme riskini artırır. Yapılan araştırmalar asbeste maruz kalan işçilerde akciğer kanseri gelişme riskinin maruz kalmayanlara göre 3-4 kat daha fazla olduğunu göstermiştir.

GENETİK YATKINLIK: Kanser, aile üyelerinden kalıtsal olarak geçen genetik yatkınlıktan da kaynaklanabilir. Kişinin hayatının sonraki dönemlerinde kanser geliştirme olasılığını istatistiksel olarak artıran belirli genetik mutasyonlarla veya bir gen kusuru ile doğmak mümkündür. Genetik yatkınlıklar doğrudan akciğer kanserine neden olabilmekle birlikte kişinin belirli çevresel faktörlere maruziyeti sonucu akciğer kanseri geliştirme riskini de büyük ölçüde artırdığı düşünülmektedir.

HAVA KİRLİLİĞİ: Yapılan araştırmalar hava kirliliğinin de akciğer kanseri ile bağlantısı bulunduğu ihtimali ortaya çıkmıştır. Ancak hava kirliliğinin ne oranda kanser yaptığı tam olarak tespit edilememiştir.

AKCİĞER HASTALIKLARI: Verem gibi bazı akciğer hastalıklarının kanser olma riskini arttırdığı bilinmektedir. Akciğer kanserinin veremle etkilenen bölgelerde daha fazla gelişme eğilimi vardır. Bir kez akciğer kanseri olan kişinin ikinci defa akciğer kanseri olma riski, kanser olmamış kişiye oranla daha fazladır. Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra sonra sigara içmeyi bırakmak, ikinci bir akciğer kanseri gelişmesini önleyebilir.